Meyve Suyu Sanayisi Derneğinin (MEYEDE) Kurucu Lideri ve İstanbul Topkapı Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Ekşi, meyve suyu tüketimine dair değerlendirmelerde bulundu.
Ambalajlı ya da hazır meyve suyu kavramının meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek ve aromalı içecek üzere dört farklı içecek tipini kapsadığını belirten Prof. Dr. Ekşi, “Tüketici olarak öncelikle bunlar ortasındaki farkı bilmeliyiz. Zira bunların meyveye yakınlığı farklı. Dolayısı ile meyve suyu diye öteki bir içecek satın almış olabiliriz” dedi.
‘Meyveye en yakın olanı tercih etmeliyiz’
Prof. Dr. Aziz Ekşi, kelam konusu içeceklerdeki meyve oranının değerli bir yer tuttuğunu ve ne manaya geldiğini açıklayarak, “Meyve oranı; ambalaj içindeki içeceğin ne kadarının meyveden geldiğini göstermektedir. Geri kalanı su, şeker, asit üzere unsurlardan oluşmaktadır. Şayet meyveye en yakın olanını içmek istiyorsak etiketinde ‘meyve suyu yüzde 100’ yazanı tercih etmeliyiz. Meyveye ikinci yakın olan meyve nektarıdır. Bunların meyve oranı meyve çeşidine nazaran yüzde 35- 50 ortasındadır. Üçüncü sırada meyveli içecek geliyor. Bunların meyve oranı ekseriyetle yüzde 10’dur. Kalanı su ve şekerden oluşuyor. Son sırada ise aromalı içecek yer alıyor. Bunların meyve oranı yüzde sıfır yahut sıfıra yakındır. Çoklukla şeker, su, boya ve meyvenin kokusundan oluşmaktadır. Dolayısı ile evvel etiketi okumalıyız. Meyveye en yakın (önce meyve suyu sonra meyve nektarı) olanını tercih etmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
‘Taze sıkılmış mı ambalajlı meyve suyu mu’
Taze sıkılmış meyve suları ile ambalajında ‘yüzde 100 meyve suyu’ yazan içecekler ortasındaki farkı da kıymetlendiren Prof. Dr. Aziz Ekşi, “İkisinin de meyve oranı yüzde 100’dür. Yani içerdiği her şey meyve kaynaklıdır. Lakin; hazır meyve suyuna raf ömrü kazandırmak için pastörizasyon denilen ısıl süreç uygulandığı için tadı biraz daha farklıdır. C vitamini ölçüsü biraz daha düşük, mineral ölçüsü ise birebirdir. Buna karşılık hazır meyve suyu taze sıkılana nazaran daha hijyeniktir. Patojen bakteri içermez. Halbuki taze meyve suyu, şayet paklık kurallarına uyulmazsa meyve, aygıt yahut el kaynaklı bakteri (özellikle koliform) içerebiliyor” sözlerini kullandı.
‘Ramazan ayında meyve suyu tüketimini artırmalıyız’
Prof. Dr. Aziz Ekşi, ambalajlı meyve sularının açıldıktan sonra 3-4 gün içerisinde tüketilmesi gerektiğini söyledi. Ramazan ayında meyve suyu tüketimine kesinlikle yer verilmesi gerektiğinin altını çizen Ekşi, “Çünkü oruç tutarken bir yandan uzun müddet aç kalıyoruz birebir vakitte da su kaybı yaşıyoruz. Dolayısı ile hem sahurda hem de iftarda tok tutan ve susatmayan yemeklerin yanında susuzluğu gideren, besin ögesi içeren içecekleri tüketmeliyiz. Bu açıdan meyve suyu ülkü gözükmektedir. Zira meyve suyu hem serinletici hem de besleyici bir içecektir. Ayrıyeten, açlık nedeni ile bozulan kan şekeri istikrarının tekrar oluşmasına katkıda bulunduğu ve sindirimi de kolaylaştırdığı için sahur ve iftarda tüketime hayli uygundur” dedi.
‘Ne içtiğimizi bilelim, etiketi okuyalım ve karşılaştıralım’
Tüketicilere verdiği tavsiye ile kelamlarını noktalayan Prof. Dr. Aziz Ekşi, “Ne içtiğimizi bilelim. Satın almadan evvel etiketi okuyalım ve karşılaştıralım. Bu açıdan öncelikle kayıt numarası, meyve oranı, tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT) ve beslenme bildirimi çok önemli” hatırlatmasında bulundu.