FETÖ’nün siyasi ayağına ait tartışma siyasetin öncelikli gündem unsurları ortasında yer almaya devam ediyor. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin küme toplantısında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı FETÖ’nün siyasi ayağı olarak nitelendirdi.
Bu açıklamalara askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolunu açan düzenlemeyle ilgili verilen önergeye ait savları nedeniyle Genelkurmay eski Lideri İlker Başbuğ hakkında cürüm duyurusunda bulunan 6 isimden biri olan AK Parti Disiplin Heyeti Lideri ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın reaksiyon gösterdi. Meclis’te bir küme gazeteciyle sohbet eden AK Partili Aydın, şunları söyledi:
“FETÖ’nün 15 Temmuz’da yol verdiği kişi mi siyasi ayak olur yoksa öldürmeye gittiği kişi mi?”
“Aslında şu soruyu herkesin sorması lazım. FETÖ’nün 15 Temmuz’da yol verdiği kişi mi siyasi ayak olur yoksa FETÖ’nün öldürmeye gittiği kişi mi siyasi ayak olur. Tekrar birebir halde FETÖ’ye 15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’ diyen birilerinin ve onların denetiminde tanklar ortasında nasıl sıvışıp gittiğini hepimiz çok âlâ biliyoruz. Yeniden şu soruyu bilhassa sormak lazım; FETÖ’nün devirmek istediği kişi mi siyasi ayak olur yoksa FETÖ’nün getirmek istediği kişi ya da bireyler mi siyasi ayak olur? Asıl bunun çok uygun irdelenmesi lazım. 15 Temmuz sonrasında bunlar kimlerle işbirliği halindeydi ve darbe gerçekleşmiş olsaydı kimler idareye gelecekti, kimlerle birlikte olacaklardı. Asıl sorgulanması gereken soru budur diye düşünüyorum.
“FETÖ’nün hain emelleri berraklaştıktan sonra FETÖ’nün gerisinde durdular”
O yüzden herkesin bir kez bugüne kadarki duruşunu çok net ortaya koyması lazım. FETÖ terör örgütü olarak ilan edildikten sonra FETÖ’nün Türkiye’ye karşı bu millete karşı hain emelleri anlaşıldıktan sonra 17/25 Aralık’tan sonra kim nerede durdu, kim FETÖ ile birlikte hareket etti, kim FETÖ’nün telaffuzlarını söyledi, kim FETÖ’ye karşı kefeninin giyerek çaba etti. Aslında bunlara baktığınız ortaya çıkacaktır. Çok net yani bir terör örgütü olarak ilan edilip görüldükten sonra, bu hain emelleri anlaşıldıktan sonra kim FETÖ ile telaffuz birliği içerisinde, kim FETÖ’nün değirmenine su taşıyor? Bunlara baktığımızda aslında sahiden sonuç çok net ortaya çıkacak. Tekrar kendisi söz ediyor ‘nasıl olur da FETÖ’nün yayın organlarını kapatırlar’ diye. Kendi vekilleri gitti. Süreç muhakkak olmuştu anlaşılmıştı FETÖ’nün hain emelleri, yapacakları, yaptıkları net ortaya çıktıktan sonra, berraklaştıktan sonra FETÖ’nün gerisinde durdular.
“Herkes bir kere öncelikle aynaya bakmalı, kendi durumuna bakmalı”
Tıpkı Suriye’deki üzere. Evvel Esed münasebetler güzelken niçin Esed alakalar uygun diye eleştirenler sonra Esed halkına zulüm ettikten sonra, halkına bombalar yağdırdıktan sonra tutup bu sefer adeta Esedci olmaya başladılar birebir anda. İşte FETÖ’de o denli, başta eleştirenler lakin FETÖ’nün terör örgütü niteliği belirli olduktan sonra bakıyorsunuz FETÖ ile tıpkı lisanı, tıpkı söylemi kullanmaya başladılar adeta onun değirmenine su taşıyan bir durum aldılar. Hasebiyle herkes bir sefer öncelikle aynaya bakmalı, kendi konumuna bakmalı, duruşunu görmeli, ona nazaran bir öbür kişiyi itham etmeli”.
“Yasama iradesine ve TBMM’ye önemli bir saygısızlık ve haksızlıktır”
Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ait düzenlemeyi de savunan AK Partili Ahmet Aydın, kendi imzasının da bulunduğu bu düzenlemeye ait önergenin TBMM Genel Kurulu’na mutabakat ile geldiğini söyledi. Önerge görüşmelerinde muhalefetin tek bir kelam söylemediğini, aleyhinde konuşmadığını söz eden Aydın, periyodun Adalet Bakanı Sadullah Ergin’nin de parti kümelerini ziyaret ederek düzenlemeye ait bilgi verdiğini söyledi. Aydın, “Kaldı ki bu getirilen düzenleme son derece demokratik bir düzenleme” dedi. Avrupa Birliği’nin istediği, demokratikleşme paketlerinde yer alan bir düzenleme olduğunu anlatan Aydın, “Böylesine demokratik bir paketten ötürü orayla burayla irtibatlandırarak açıklamak bir taraftan milletvekillerine daha ötesi yasama iradesine ve TBMM’ye önemli bir saygısızlık ve haksızlıktır. Kabul etmiyoruz” dedi.
