Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Toplumsal İşler Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen aktiflikte Büyük Usta’nın yapıtları halk ozanlarınca seslendirildi.
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Şahin, programda yaptığı konuşmada, “Büyükşehir Belediyesi olarak; kentimizde kültürel etkinliklere yoğunlaştığımız kadar, kültürel bedel ve zenginliklerimize de, elimizden geldiği ölçüde sahip çıkmaya çalışıyoruz” dedi.
“Bu bağlamda halk ozanlarımız ve âşıklık geleneğimiz, Büyükşehir Belediyemizin tahminen de üzerinde en çok hassasiyet gösterdiği alanı oluşturuyor. Bizim için kuşkusuz halk ozanlarımızın her birisi değerlidir, özeldir, değerlidir” diyen Şahin, şöyle devam etti: “Âşık Yaşar Reyhani üzere bir kelam ve saz üstadı, yalnızca bizim için değil, Türk Halk Edebiyatı için de, yeri mutlaka doldurulamaz büyüklükte bir isimdir Âşık Reyhani, bizim yalnızca gönül telimiz değil, tıpkı vakitte Erzurum’a duyulan hasretin ve hasretin de abideleşmiş halidir. O denli ki, Reyhani’nin çektiği Erzurum hasreti, birebir vakitte bir okul, bir mektep ve dahi bir medrese niteliğindedir Hele Reyhani’nin bağrını yakan memleket hasreti varken, ‘Ben Erzurum’u özledim’ demek, tahminen de bizim kurabileceğimiz en son cümledir. Âşık Reyhani, Türk Halk Edebiyatı’na kazandırdığı sayısız yapıtla, âşıklık geleneğinin değerli temsilcileri ortasında bulunmuş Kelamı ve sazıyla hem yüreklerde ve hem de zihinlerde iz bırakmış bir isimdir.”
AŞIKLIK EDEBİYATININ MİHENK TAŞI: REYHANİ
Erzurum Büyükşehir Belediye Lideri Mehmet Sekmen de, Aşık Reyhani’nin Türk edebiyatında bir tepe isim olduğunu bildirdi. Lider Sekmen, şöyle devam etti: “Bildiğiniz üzere, âşıklık geleneği çağlardan günümüze süzülerek gelmiş olan kültürümüzün değerli bir modülünü teşkil ediyor. Bu modül ki; yaşanmışlıkları, sevgiyi, sevdayı, merhameti, muhabbeti ve Hakk’ı arayıp bulma uğraşını söz ediyor. Halk ozanlarımız ise, bu kültürün birinci dereceden varisleri olarak; bu birikimin jenerasyondan nesile ve nesilden nesle aktarılmasını sağlıyor. Bu manada Erzurum’da yetişmiş, kelamıyla ve sazıyla sahiden de yürekleri titreten ozanlarımız, halk âşıklarımız var. Bizim için onların her birisi değer biçilemez bir değeri, kıymeti ve hazineyi sembolize ediyor. Zira onlar gönülleriyle konuşuyor, onlar yürekleriyle dertleşiyor ve yeniden onlar aslında bizim söylemek isteyip de, tabir edemediklerimizi konuşuyor Onlar sevginin lisanını. Onlar kardeşliğin, birlik ve beraberliğin, muhabbetin, hakkın ve adaletin lisanını konuşuyor. Bu yüzden her birisine başka ayrı elbette şükran borçluyuz, minnet borçluyuz. Ve minnet duyduklarımız ortasında o denli bir isim var ki; sıladan uzaklaşmayı tahminen de en hoş o anlatmış, o duyguyu tahminen de hepimizden çok daha fazla o hissetmiştir. O isim, bugün vefatının 13’üncü yılında kendisini yad etmek üzere burada toplandığımız Aşık Yaşar Reyhani’dir. Reyhani Usta, hiç elbet âşıklık geleneğimizin mihenk taşlarından birisidir. Onun yazdığı her şiir bir yaşanmışlığı, onun seslendirdiği her deyiş bir gerçekliği anlatmıştır. ‘Gidirem’ ismini verdiği şiirle Reyhani Usta, az evvel de tabir ettiğimiz üzere, yurdundan ve otağından kopuşun adeta sembolü haline gelmiştir Ve o denli zannediyorum ki; hiçbir halk ozanı sıladan ayrılışı Reyhani Usta kadar hoş anlatamamış ve ayrılık acısını iliklerine varıncaya kadar hissedememiştir Reyhani üslubuyla da farklı olmuştur, kelamı ve sesiyle de Âşıklık geleneğinin kapılarını çağdaş sanata açabilmiş ve onu hem de en âlâ biçimde temsil edebilmiş ve bu alanda nadir isimlerden olabilmeyi başarmıştır. Şiirlerinde aşkı anlatmıştır Edebi, irfanı, izzeti ve ahlakı tanımlamıştır.” Konuşmaların akabinde ünlü halk ozanları Büyük Usta’nın yapıtlarını seslendirdi.