Konya’da yaşayan Ayşe D., 5 Şubat’ta 19 farklı cürümden sabıkası olan sevgilisi Özgür Duran tarafından parkta şiddete uğradığı sırada kütüphaneden meskenine giden 20 yaşındaki Kadir Şeker, olaya müdahale etti. Arbede sırasında Şeker’in çakısı saldırganın kalbine saplandı. Özgür Duran öldü, Kadir Şeker tutuklandı.
Hürriyet’ten Musa Kesler’in aktardığına nazaran Kadir Şeker, yaşadıklarını tabirinde şöyle anlattı:
‘’Gücün bayana mı yetiyor’ dedim’
“Yürüyüş yolumun üzerinde bir erkek şahsın kamelyanın tahta direklerini yumruklayarak bağırdığını duydum. Benim karnım açtı bu nedenle konuta gitmek istedim, yeniden de tereddütte kalıp bayanın ağlama sesine dayanamayıp yanlarına gittim. Adama ‘Abi ne yapıyorsun!’ dedim. Bana ‘S.. git başımdan … veleti’ dedi. Ben ‘Ayıp değil mi, gücün bayana mı yetiyor’ dedim. Bunun üzerine ‘Senin belan olur seni bulurum, karım değil mi lan sana ne’ dedi. Bana bağırmaya ve küfürler etmeye devam etti. Bu hareketleri ve küfürlerine karşılık dayanamayıp şahsa yanlışsız döndüm, güzelce hırçınlaştı ve üstüme yanlışsız koşmaya başladı, birinci evvel sağ gözüme vurdu. Yüzüme daima vurduğunu hatırlıyorum. Yüzümü saklamak için ellerimi yüzüme gerçek koydum. Ellerim dolandı.
‘Ciğerlerim acıdı, nefes alamadım’
En son boğazıma yapıştı, ben geriye kaçmaya çalıştıkça boğazımı bırakmadı. Ciğerlerim acıdı, nefes alamadım. Cebimdeki bıçağa elim gitti. Bıçağı sağ elimle açtım. Geriye kaçmaya çalışırken, adam benim boğazımdan tutmaya devam etti. Geri giderken botumun topuğu takıldı. Yere sırt üstü düştüm, adam da yanıma gerçek düştü. Tam olarak üstüme gerçek düşmedi galiba o denli hatırlıyorum. Adam niyet elimde acı hissettim. Kendimi yan taraftan çıkarttım ayağa kalktım, elimde ve bıçakta kan gördüm. Bıçağı kapatıp cebime koydum, oradan yürüyerek meskene gittim, elimi tutmaktaydım. Geri dönüp bakmadım. Adamın ne halde olduğunu görmedim. Ben konuta girince elimi saklayarak meskene girdim. Üstümü değiştirip yatmaya çalıştığım esnada polisler geldi.
‘Ölümüne sebebiyet verdiğimden ötürü pişmanım’
Kadının benim elimde bıçakla yanlarına gittiğim konusundaki sözü palavradır. Bıçak cebimdeydi. Ben dershaneye yazıldıktan 2 ay sonra parkta tanımadığım şahıslar bir genci falçata ile kovaladılar bu nedenle kendimi müdafaa hedefli birtakım günlerde bıçağı yanıma alıyordum. Bu bıçağı masamda gördüğüm günlerde alırdım her vakit almazdım. Bayanı ve adamı tanımıyordum. Bayanın ağlama sesine ve adamın bağırmasına istinaden yardım maksatlı bayana karşı bir fizikî hareket varsa aralamak için gitmiştim. Ben her ne kadar istemeyerek de olsa adamı yaralayıp vefatına sebebiyet verdiğimden ötürü pişmanım.”
Ayşe D.: Bıçağı vurma anını görmedim
Özgür Duran tarafından parkta darp edilen sevgilisi Ayşe D. ise tabirinde şunları söyledi:
“Özgür’e hitaben ‘Kadını neden rahatsız ediyorsun’ dedi. Özgür ‘Sana ne len o benim karım’ diye yanıtladı. Şahıs (Kadir) tekrar ‘O vakit niçin bu kadar ağlatıyorsun’ dedi. Özgür ‘Sana ne len sana mı soracağım’ dedi. Bağrışma olduktan sonra ben ortalarında rastgele bir arbede olmasın diye ‘Evet ablam benim eşim’ dedim. Çocuk elindeki bıçağı hafif hafif Özgür’e gösteriyordu. Özgür bıçağı görünce biraz daha fazla sonlandı. Bir anda birbirlerine sarıldılar daha sonra Özgür çalıların üzerine sırt üstü düştü. Çocuk da yanına… Bayıldığını sandım, elime kan gelince bıçaklandığını anladım. Şahsın bıçak vurma anını görmedim. Şahsın ağladığımı duyup Özgür’ün bağırdığını duyunca yardım etme emeliyle bizim yanımıza geldiğini düşünüyorum.”
Şeker’in arkadaşı: Hepimiz ona kefiliz
Sosyal medyada tutuklanması gündem olan Kadir Şeker’in arkadaşı İzzet Şahin, “İkimiz de ailemizin çiftçilik işlerine yardım ediyorduk. Liseden sonra tıp kazanmak için istediğimiz puanı alamamıştık. Kadir arkadaş kümemiz içinde en mantıklımızdı. Hepimiz ona kefiliz” tabirlerini kullandı.
‘Ülkede üç şey olmak güç; bayan, çocuk, ağaç’
Şeker’in arkadaşı İbrahim Kuru ise, “Kimseye karşı rastgele bir olumsuz yahut haksız davranışı olmazdı. Meskenden kütüphaneye, kütüphaneden konuta giderdi. Şöyle bir kelamı vardı ‘Ülkede üç şey olmak sıkıntı; bayan, çocuk, ağaç’ kaygısı. Bu üçüne karşı hakikaten hürmeti ve hassasiyeti vardı” formunda konuştu.