Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şu formda:
– Türkiye son vakitlerde afetlerle ve vehim kazalarla kıyasıya boğuşmaktadır. Felaketler 2020 yılında adeta otomatiğe bağlayarak ülkemize etkisi altına almıştır…
– Türkiye, tek yürek olarak Elazığ depremzedelerine sahip çıkmıştır. Bu memnuniyet vericidir. Zelzelenin enkazı kaldırılırken Van’da çığ düşmesi sonucu 41 kardeşimiz şehit olmuştur. Zelzele oldu çığ düştü derken İstanbul’da yolcu uçağı kaza kırıma uğramış, 3 kişi hayatını kaybetmiştir. Türk milleti tarihi boyunca felaketlere meydan okuya okuya bugünlere gelmiştir. Felaketler karşısında serinkanlı hal, aklıselim sabır yegane desteğimiz olmalıdır. Kötü günler Allah’ın müsaadesiyle geçecektir. Endişe salmaya çalışanlara kaşrı duruş da ulusal duruşunun gereğidir.
– 1999 sarsıntısı ile Elazığ sarsıntısını karşılaştırıp siyasi çıkar kovalayanlar var. 1999’da devletin çöküp bugün ayakta oldığunu söyleyenler ortada. Çöken devlet değil binalardır. Devlet birebirdir, ruh birebirdir, fıtrat ayınıdır, dün ile bugün ortasında ayrımcılık yapanlar da kalleştir. 1999 zelzelesi ile Elazığ sarsıntısını teraziye koymak ahlaksızlık değil midir. Acının küçüğü büyüğü olmaz.
– MHP’nin olduğu yerde Türk devleti çökmez, çökemez. Felaketler karşısında bir defa daha yükseklere taşırız. Biz varsak çöküş yoktur, çürüme imkansızdır. Zelzeleler ortasında siyasi kıyas yapmak birlik ve berabreliğe hançer sallamaktır. Türk devleti ve hükümeti dün gereğini yapmıştır, bugün de aynısıdır. Gölcük bizimdir Elazığ da bizimdir. 1999’daki acı neyse 2020’deki acı da odur. Biz alınganlı yapmıutoruz, yalnızca 3-5 çürük yumurta ayna tutuyoruz. Hiç kimse karanlığa saklanıp taş atmasın. Dün de bugün de Türk devleti güçlüdür.
– Türk milleti doğal felaketlerle uğraş ederken İdlib’de kahredici gelişmelere şahitlik edilmiştir. Kanlı Suriye rejimi Türk askerini amaç almıştır. Artık buna tahammül edecek halimiz kalmamıştır. Katil Esad defolup gidesiye kadar yüreğimiz soğumayacaktır.
– Hem Suriye’yi hem de Türkiye’yi eşzamanlı denetim etmeye çalışan Rusya düzgün niyetli değildir. Hükümetin, Rusya ile bağları yine gözden geçirmesi temennimizdir. Ne Astan’dan ne Soçi’den ne Cenevre’den ne de diplomatik temaslardan rastgele bir sonuç bugüne kadar çıkmamıştır, çıkması da beklenmemelidir. Şehitlerimiz vebali saldırgan Suriye kadar buna ortam hazırlayan Rusya’nın omuzlarındadır. Bununla yüzleşmek koşuldur.
– Türk milleti gerekirse, öteki da seçenek görülmezse, Şam’a girmeyi şimdiden planlamalıdır. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad.